September 27, 2006

Aklın Ötesi

Bana "aklın ötesinde" birşeyler olduğu iddiaları hep antipatik
gelmiştir. Herhalde eleştiriden hoşlanmayan liderlerin kullarını
uyutmak için kullandıkları genel bir kavram olabildiği için. Burada
sadece Tanrı kavramını kastetmiyorum. Kültürümüzde nedense böyle bir
oto-sansür var: "o konuyu çok düşünme, kafayı yersin" gibi. Bu bize
de mahsus değil sadece: Cantor'un sonsuzluk konusunu çok düşündüğü
için sonunda delirdiği popüler bir inanç. İki açıdan üzücü: birincisi
adamın delirme sebebi zamanının meslektaşları tarafından
anlaşılamamak, ikincisi insanlığa verdiği en büyük hediye sonsuzluğun
akıl tarafından tame edilmesi (evcilleştirilmesi?) olduğu halde onun
bu yendiği canavar tarafından delirtildiğinin iddia edilmesi...

Evrende anlayamayacağımız birşeyler olup olmadığı tabi ki tartışılır. Fakat bu tartışmanın henüz kesin sonuç vermediği konuları "anlaşılamaz" ilan etmek o konuda düşünceyi köreltmekten başka ne işe yarar? Bence bu tip belirsiz durumlarda iyimser olmak ve imkansızlığı ispatlanana kadar o konuyu anlamaya çalışmak doğru seçim.

Genel olarak "bir parçanın bütünü içeremeyeceği" kavramı insanın
kendi beynini - aklını anlayamayacağı konusunda da kullanıldığı için
üzerinde düşünmüşlüğüm var. Bu gün popüler olan complex systems
çalışmaları parçanın bütünü içerdiği örneklerle dolu: örneğin
fraktal'ların parçaları tüm fraktal'ı içerir. Bir bilgisayar gayet
rahat kendi çalışmasını simüle edebilir. Bir bilgisayar dili
kullanılarak o dilin kendisi define edilebilir. Yine bir bilgisayar
kullanılarak kısıtlı fiziksel bir evren simüle edilmesi, o evrende
evrimleşecek virtual yaratıkların bir gün akıl kazanarak daha komplex
bilgisayarlar dizayn etmeleri vs gibi olayların bilimsel olarak hiç
bir imkansızlığı yok. Parçaların bütünü içeremeyeceği kavramı
insanların sonlu nesnelerle (top, kova gibi) olan fiziksel deneyimine
analoji ile yaratılmış bir kavram. Cantor ile birlikte bu kavramın
sınırları ortaya çıktı, recursive function theory (yani bilgisayar
teorisi) ile birlikte pek çok pratik counter-example ortaya çıktı.

Peki imkansız birşey yok mu? Var: Mantıksal imkansızlıklar
(contradiction'ların bir arada yaşayamaması), computational
imkansızlıklar (bazı well defined fonksiyonların hiç bir şekilde insan
ya da makine ile compute edilemez oluşu), fiziksel imkansızlıklar
(heisenberg belirsizliği yüzünden fiziksel dünyayı istediğimiz
incelikte ölçemememiz), ve teknolojik imkansızlıklar (evrende yeterli
madde ve enerji olmadığı için belki galaksileri istediğimiz
konfigürasyona sokamayacağız, yeterli zaman olmadığı için onuncu
Ramsey sayısını hiç bir zaman hesaplayamayacağız vs.) Bunlar dışında
birileri birşeylere imkansız derse lütfen neden diye soralım.

Related link

No comments: