September 26, 2007

Düşünce deneyleri

Bu aralar bilinç üzerine ne varsa okuyorum. Tartışmaların çoğu
düşünce deneyleri üzerine dönüyor. Birkaç örnek vermek gerekirse:

* Eğer bir yarasa olsak kendimizi nasıl hissederdik?

* Star trek usulü bir scanner ile tüm atomlarınızı tarayıp sizi
başka bir yerde yeniden oluştursak hangi sız gerçek siz olurdunuz?

* Benimle aynı fiziksel konfigürasyona sahip olan (atomlar,
moleküller) ama içinde bir "ben" olmayan bir yaratık (zombie)
olabilir mi?

* Gelecekte beynin tüm sırlarını çözmüş olalım. Mary, bir renk
uzmanı, insanın renk algılarıyla ilgili bütün mekanizmaları en
ince ayrıntısına kadar biliyor olsun. Ama Mary ömrü boyunca siyah
beyaz bir odada oturup dünyayı siyah beyaz bir monitörden
izlesin. Sonunda bir gün dışarı çıkıp gerçek renkleri gördüğünde
yeni birşey öğrenir mi?

Beni bu konuda düşünmeye iten küçük bir deneyi blog'uma koydum:

http://denizyuret.blogspot.com/2007/09/hearing.html

Düşünce deneylerinin kötü tarafı fiziksel deneyler gibi
kendilerini tutarlı bir gerçeğe bağlayan güçlü bir bağ
olmaması. (Fiziksel gerçeğin neden tutarlı olduğu ayrı bir
tartışma konusu - elmanın dünyaya düşmesini sağlayan mekanizma ile
ayı dünyanın etrafında döndüren mekanizmanın aynı kurallarla
açıklanması, bu yüzyılda yaşamasak hayli şaşırtıcı olurdu.) O
zaman düşünce deneylerinin gördüğü fonksiyon birer sezgi pompası
(intuition pump) rolü oynayıp kafamızda zaten var olan bir takım
sezgileri daha ön plana çıkararak eldeki probleme uygulamamızı
sağlamak. Tabi başlangıçtaki sezgilerimiz yanlışsa vardığımız
sonuçlar da yanlış oluyor.

Tabi tüm düşünce deneyleri yukarıdakiler gibi yanıltıcı değil.
Einstein usulü fiziksel "gedankenexperiment" lar fiziksel olarak
yapılması mümkün olmayan (en azından o gün için) deneylerle
insanların düşüncelerini organize etmeye yarayabiliyorlar.

Yine de dikkatli olmak lazım. Sadece bazı filozofların zombie'ler
olduğunu hayal edebiliyor olması zombie'lerin gerçekten
olabileceğini ya da bilincin fizik dışı bir komponenti olduğunu
ispatlamıyor. Ya da bazı filozofların "hisseden robot"
yapılabileceğini hayal edemiyor olması da onların hayal gücünün
bir problemi, herhangi bir gerçeğin ispatı değil.

"Bir gün bir adaya düştüğünde..." diye başlayan düşünce
deneylerinde de problem hayal gücümüzün sınırları ile bağımlı
olmaları. Bir adaya düştüğümüzde gerçekten olabilecek pek çok şeyi
şu anki sınırlı deneyimimizle hayal edemiyor olabiliriz. Fiziksel
deneylerin güzelliği deneyi yapanın hayal gücüne bağımlı
olmamaları ve bazan hayal etmeyi aklımızdan geçirmediğimiz
sonuçlar verebilmeleri.

Belki bundan da önemlisi Galile'nin İtalya da 1650'de yaptığı
deneyin şu an İstanbul'da 2007'de (ya da Andromeda Galaksisinde,
bundan bir milyar yıl sonra) da aynı sonucu vermesi. Bunu biliyor
muyuz, inanıyor muyuz, iman mı ediyoruz orası tartisilir.

Related link

No comments: