October 21, 2007

Nedenciler ve Nasılcılar

Nedenci nasılcı ayrımı konusunda bir süredir kafama takılan bir
soru var. Memduh'un deyimiyle:

> Ama galiba bütün bu sorgulamaların sonunda cevap ya
> (i) fiziksel bir sebebe bağlanacak, veya
> (ii) (bireyin. evrimin, Tanrının) aklıyla, isteğiyle olacak

Burada fiziksel bir sebepten kasıt eminim bugünkü bilimsel
bilgimizle sınırlı bir açıklama değil. Örneğin bugün evrende dört
ayrı kuvvet olduğunu düşünüyor tüm gözlemlerimizi bu dört kuvvetin
bir sonucu olarak açıklamaya çalışıyoruz. Ama yarın bu dört
kuvvetin açıklayamadığı bir deney yapılsa bu bilimin sonu olmaz,
ya beşinci bir kuvvet eklenir, ya da kuvvetlerin ötesinde bambaşka
bir kavram çatısı bulunur.

Bilimi bu geniş anlamıyla aldığımızda bir olgunun (örneğin bilinç
gibi) bilimsel yöntemle açıklanması ne demek önce ona bakalım:
Başarılı bir bilimsel açıklama bize o güne kadar yapılmış
gözlemlerle tutarlı ve gelecekte yapabileceğimiz gözlemlere
yönelik test edilebilir tahminlerde bulunabileceğimiz bir hipotez,
bir teori sunuyor. Dolayısıyla örneğin başarılı bir psikolojik
teori bulduğumuz zaman (şu an böyle bir teori henüz yok) bu benim
hangi koşullarda neyi isteyeceğimi, nelere inanacağımı, nasıl
davranacağımı prensipte başarılı şekilde tahmin etmemizi
sağlayabilir. Bu teoriyi kullanarak benzer özelliklere sahip
robotlar, simülasyonlar geliştirebiliriz vs.

Bu noktada ilk sorum şu: nedencilerin açıklama olarak
kastettikleri şey tam olarak nedir? Örneğin tanrı istedi de öyle
oldu, ya da ben istedim de öyle yaptım gibi ifadeler birer
açıklama mı? Eğer öyle ise bu iki grup insanın "açıklama" kavramı
ile kastettikleri çok ayrı şeyler. Dolayısıyla bu yanlış bir
dikotomi, iki grup aynı sorulara cevap aramıyor. Nedencilerin
açıklamalarında gelecekle ilgili tahminlerde bulunabilme isteği ya
da potansiyeli yok. Zaten böyle tahminlerde bulunabilsek (örneğin
bireylerin ya da Tanrı'nın yarın ne isteyeceği üzerine başarılı
bir teorimiz olsa), o zaman nasılcılardan bir farkımız kalmazdı.

Bir ihtimal nedenciler bazı şeylerin prensipte bilimsel yöntemle
açıklanamayacağına inanıyorlar. Peki o zaman bir olgunun bilimsel
yöntemle prensipte açıklanamaması ne demek? Örneğin Penrose
bilinci açıklamak için yeni kuantum özellikler ararken bugünkü
bilimin yetersiz olduğuna mı inanıyor, yoksa bilimin genel olarak
bilinci açıklayamayacağına mı? Bilimsel açıklama ve tahminlere bir
bakış açısı bugüne kadar gözlenmiş bir sayı dizisinin bundan
sonraki terimlerini tahmin etmek olarak özetlenebilir. Bu durumda
bu tahminin prensipte yapılamayacağını iddia etmek bu dizinin
tamamiyle rastgele (random) olduğunu iddia etmeye denk. Bu durumda
nedenciler Tanrı'nın ya da insan bilincinin bir seviyede püre
randomness'dan geldiğine mi inanıyorlar?

Diğer bir ihtimal, nedencilerin bilimsel açıklamalarla bir alıp
veremedikleri yok, sadece bu tip açıklamalar onları
ilgilendirmiyor, ya da onları tatmin etmiyor. Buna söyleyecek
birşey yok tabi, ama o zaman ortada kavramsal olarak önemli bir
dikotomi yerine kişisel tercihler var dememiz lazim...


Related link

No comments: